Kadına yönelik her türlü şiddet eyleminin tam sorumluluğu, kolluk kuvvetleri ve ceza adaleti sektöründen yeterli bir cevap gerektirmektedir. İstanbul Sözleşmesi'nin VI. Bölümü, içinde kapsanan çeşitli şiddet biçimlerinin cezai soruşturma, kovuşturma ve mahkumiyetlerini güvence altına alacak bir dizi tedbir oluşturmuştur.
Başlangıçtan itibaren, GREVIO, aile içi şiddet de dahil olmak üzere kadına yönelik şiddet vakalarıyla başa çıkmak için kolluk kuvvetleri242 ve savcılık hizmetleri243 bünyesinde uzmanlaşmış birimlerin kurulmasını memnuniyetle karşılar. Kadına yönelik şiddet olaylarında tüm yasal sürecin, bu tür davalarla ilgilenmek üzere eğitilen kolluk görevlileri ve savcılar tarafından ele alınmasını sağlayarak, koruma emirlerinin uygulanması ve mağdurların konukevlerine güvenli bir şekilde aktarılması da dahil failleri tutuklama ve mağduru korumak için derhal doğrudan emir verme yetkisi vererek, bu birimler kadına yönelik şiddet ve mağdurların korunması için önemli bir adımı temsil etmektedir.
Ancak GREVIO, uzmanlaşmanın, kadına yönelik şiddet konusunun “silolanması” olgusuna yol açabileceğini ve başlangıçta yanıt veren memurların algılanan sorumluluğunu kasıtlı olmadan azaltarak, başkalarının hareket etmediği bir alan haline getirebileceğini belirtmektedir. Bu nedenle, mağdurlarla potansiyel olarak temas kurabilecek tüm kolluk görevlilerinin eğitilmesiyle ve kolluk kuvvetleri içinde mağdurların sevk edilmesini önleyerek ilk müdahale biriminin kadına yönelik şiddete ve aile içi şiddete derhal ve hızlı bir şekilde yanıt vermesini sağlamak için büyük özen gösterilmelidir.
Ayrıca, GREVIO, başarısız darbe girişiminin ardından çok sayıda hâkimin, savcının ve devlet memurunun işten çıkarılmasıyla ortaya çıkan kaynakların önemli ölçüde boşaltılması konusundaki kaygısını dile getirmektedir. Kadına yönelik şiddeti önleme ve bunlarla mücadelede yer alan kurumsal makinelerin zayıflamasının, Türkiye'nin kadına yönelik şiddete verdiği tepkiyi ciddi biçimde etkilediği bildirilmektedir244.