Film boyunca araba kullanıyor musunuz?
Sürekli değil. Tüm repliklerimi, metin hatırlatma kartlarından okumam gerekti. Altıncı gün Steve, senaryonun ne kadarını ezberlediğimi görmek için kamerayı arkama koyup öyle çekmeyi düşündü. Bazı anlarda sayfadan biraz kopmanız gerekebiliyor. Tam bir kolajdı. Bir açıdan, silah zoruyla evlilik gibiydi! Steve’in bir senaryosu var, yarın bir film yapmamız gerekiyor. Hadi yapalım! Ve utangaç davranmamamız gerekiyordu. Kafamda bazı sorular dolaşıyordu. Hangisinin yanlış olduğunu yönetmene -ve senariste- sormalıydım. “Kartlardan okuyabilir miyim? Okuma şansım var mı?” Beklediğim ilk cevap, “Ooh, ciddi olamazsın, sen ciddi bir sanatçı değilsin!” gibi bir cevaptı. “Bizi aldatıyorsun. Yaramazsın. Ödevini çalışmadın. Tembelsin.” Ama hayır. Bu, filme değer katacak bir şeydi. Ve bunu bir değere dönüştürebiliyorsanız, öyleyse neden olmasın? Bu durum, kafamı rahatlattı. 24 saatte 90 sayfalık diyalogu ezberlemek zorunda değildim. Bir keresinde Sheffield Crucible Tiyatrosu’nda 2 günde 50 sayfa diyalog ezberlemek zorunda kalmıştım. Korkutucuydu, korkutucuydu! Ve sıradaki repliğimin ne olduğunu hatırlamak için insanlara bakmak… Hiç bana göre değil.
Arkadaşlarınla paylaş: |